KARAKOYUNLU
 

Menü

Anket

Türkiye,Ermenistan ile sınır olan Alican Sınır kapısını açsınmı açmasınmı
Hiç Bir Durumda Açılmasın. (%73,2)
Açılsın (%14,9)
Şartlarımız kabul edildikten sonra açılsın (%11,7)

Toplam Oy: 587

Tüm Anketler

Takvim

« Nisan - 2024

»

PT SL ÇŞ CM CT PZ
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30

İstatistikler

 Toplam Hit: 7266700
 Sitede Aktif: 1
 Ip: 172.69.58.239
 Browser: Default - 0.0
 Toplam Kategori: 19
 Toplam Blog: 275
 Toplam Yorum: 121
 Toplam Resim: 0
 Toplam Mesaj: 122

Etiket Bulutu

CANKAT

Tarih-Ekonomi-İklim

Kas`08
29
Karakoyunlu Tarih-Ekonomi-İklim
Tarih-Ekonomi-İklim

Yorumlar(0)

Güzel Iğdır'ımızın şirin ilçelerinden biri olan Karakoyunlu, yörenin en eski yerleşim yerlerinden biridir. Bu bölgede ilk yerleşimlerin Paleolitik dönemde olduğu yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur.
Karakoyunlu ve çevresinde yazılı döneme Urartular döneminde (MÖ.900-MÖ.600) geçmiştir. Çeşitli kavimlerin özellikle de Kimmer ve Sakaların saldırılarıyla siyasi varlıkları sona eren Urartulardan sonra MÖ. Vl. Yy. da bir süre Medlerin egemenliğinde kalan Karakoyunlu, kısa bir süre sonra Persler tarafından ele geçirildi. Sonraki dönemlerde ise yöreye; Makedonya, Selokit, Araks Krallığı, Roma Arsaklı ve Sasaniler egemen oldular. Halife Hz. Ömer döneminde Nihavent Savaşı ile Araplara bağlanan Karakoyunlu ve çevresi bundan sonra Dört Halife Dönemi, Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde Araplar ile Bizanslılar arasında sürekli mücadele alanı haline geldi. Bu çatışmalar sırasında yöre bazen Arapların bazen de Bizanslıların eline geçti. Bu durum 1064 yılında Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan’ın bölgeyi ele geçirmesine kadar devam etti. 1227 yılından itibaren yöreye Harzemşahlar hâkim olmaya başladılar. Bu dönemde Kayı Boyu’nun  bölgeye gelip kışladıklarını ve Ertuğrul Gazi’nin liderliğinde Anadolu içlerine doğru ilerlediklerini görmekteyiz. Hatta Osmanlı tarihçilerinin büyük çoğunluğu Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Gazi’nin bu yörede dünyaya geldiğini belirtmektedir.
Karakoyunlu ve çevresi 1239’da Moğolların,1256’da Altın Ordu Devleti’nin yönetimine geçti. Daha sonra Celayirliler Azerbaycan ve Nahçivan ile birlikte Karakoyunlu’ ya da hâkim oldular. Celayirliler’ den sonra yöre 1380 yılında Karakoyunlular’ ın hâkimiyet sahasına girmiştir. İlçenin isminin bu devletten aldığı tahmin edilmektedir. Timur’ un Anadolu’ ya girmesiyle Timur imparatorluğuna bağlanan yöre Timur’un 1405 yılında ölümü üzerine yeniden Karakoyunlu’ ların  hakimiyetine girdi ve yaklaşık 62 yıl bu devletin idaresinde kaldı(1406-1468). Bu gün ilçe merkezi ve köylerindeki mezarlıklarda bulunan koç-koyun heykelli mezar taşları onlardan kalmıştır.
1453 yılında Akkoyunlu  tahtına Uzun Hasan’nın geçmesiyle yörede siyasi dengeler değişmeye başlamıştır. 1467 de Kara koyunlu devleti Ak koyunlular tarafından yıkılınca Karakoyunlu ve çevresi Akkoyunlulara geçti, ancak Akkoyunluların bir süre sonra Osmanlılarla çatışmaya girmesi kendi sonlarını hazırlamış ve 1473 tarihli Otlukbeli Savaşı’nda Osmanlı hükümdarı Fatih Sultan Mehmet’ e yenilen Uzun Hasan’ın ölümü üzerine Akkoyunlular kısa sürede yıkılmıştır ve yörede Şii Safavi devleti güçlenmeye başlanmıştır.
Şah İsmail bölgede etkin bir Şii propagandası başlatmış ve halkın büyük çoğunluğunu kendi mezhebine çekmeyi başarmıştır. Ancak Safeviler 1514 Çaldıran ovasında Osmanlılara yenilmiş ve bölgede kısa sürede olsa çekilmişlerdir. Ancak Yavuz Sultan Selim’ in İstanbul’ a dönmesinden sonra Safeviler yeniden yöreye sahip oldular. Karakoyunlu ve çevresi kesin olarak Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1534 tarihli İran seferi ile Osmanlılara katılmıştır.  
Kanuni, Safeviler’in yörede çıkardığı kargaşa nedeniyle 1548 ve 1553 de olmak üzere iki kez daha İran seferine çıkmak zorunda kaldı. Osmanlılarla Safeviler arasında aralıklarla 37 yıl süren savaş, 1555 yılında imzalana Amasya antlaşmasıyla sona erdi.
Amasya antlaşmasının 1578 de bozulması üzerine dönemin Osmanlı padişahı 3. Murat İran’daki taht kavgalarından yararlanmak üzere sefere çıktı. Bu sefer 1590 da yapılan “Ferhat Paşa Anlaşmasıyla” yerini geçici bir barış dönemine bıraktı. Bu barış dönemi 1603 de İran Şahı Şah 1. Abbas’ın yöreye saldırmasıyla yeniden bozuldu. 1612 de İran’ın barış talebinde bulunması üzerine iki taraf arasında “Nasuh Paşa Anlaşması” imzalandı. Yapılan anlaşma üç yıl yürürlükte kaldı 1615 de iki devlet yeniden savaşa başladı Osmanlı orduları bu savaşlar sırasında kesin bir netice alamadı ve 1618 de Serav anlaşması imzalandı. Bu anlaşmada fazla sürmedi.1622’ de savaşlar yeniden başladı ve 1639 yılına kadar devam etti. 4. Murat döneminde ise İran’a yeniden sefer düzenlendi ve bu sefer sonucunda da 1639 tarihli “Kasr-ı Şirin Antlaşması” yapıldı. Bu antlaşma ile birlikte Karakoyunlu ve çevresinde 95 yıl sürecek barış dönemi başladı.
Osmanlı İran ilişkileri 1722 de yeniden bozuldu Osmanlı devletinin İran’ da çıkan iç karışıklıktan istifade etmek amacıyla doğuya asker sevk etmesi üzerine savaşlar yeniden başladı. Bu savaşlar sonrasında da iki devlet arasında “İstanbul Antlaşması” yapıldı. 1732’ de bu antlaşma “Ahmet Paşa Antlaşması” adı altında yenilendi. Ahmet Paşa Anlaşması’nı tanımadığını belirten İran Şahı Nadir Han Osmanlı devletine şartlı barış talebinde bulundu. Nadir Han’ın Şahlığının tanınması yönündeki talebi Osmanlılarca kabul edildi ve Osmanlı İran savaşları durdu. 1736’ da Nadir Şah kendisini İran Şahı ilan etti. Ardından bir yıl sonra 1737 tarihli İstanbul antlaşması ile Sürmeli Çukurunu ele geçirdi. Bununla da yetinmeyen Nadir Şah Osmanlı topraklarına saldırdı. Böylece yeniden Osmanlı İran savaşları başladı ve üç yıl sürdü. Ancak 1746 da Kasr-ı Şirin antlaşması esas alınarak iki devlet arasında yeni bir antlaşma yapıldı. Yeniden Karakoyunlu ve çevresi Osmanlı hâkimiyetine geçti.
Bu tarihten sonra İran ile Osmanlılar arasındaki savaş Türk-Kaçar Hanedanı zamanında oldu. Ancak sınırlar üzerinde önemli bir değişiklik yapılmadı (1821–1823).
1823’ deki son İran saldırısından sonra Karakoyunlu ve çevresi bu kez de Rus istilasına uğradı. Rus kuvvetleri 1828’ de Aras Nehri’ni geçerek yöreyi işgal ettiler. Ancak 1829’ da imzalanan “Edirne Antlaşması” gereğince burasını boşalttılar. Bu tarihten sonrada (1855) , birkaç kez daha Rus istilasına uğrayan Karakoyunlu 3 Mart 1878 tarihli “Ayestefanos Antlaşması” ile kesin olarak Ruslara bırakıldı. Böylece Karakoyunlu, Iğdır, Aralık ve Tuzluca için, 1918’ de Rusya ile imzalanacak olan “Brest Litovks Antlaşması”na kadar “40 Yıllık Kara Günler” başlamış oldu. Bu antlaşmadan sonra Türk kuvvetleri, 20 Mayıs 1918 de Karakoyunlu ve çevresini ele geçirdiler. Bu sevinçli dönem çok uzun süreli olmadı ve 30 ekim 1918 tarihinde ihtilaf devletleri ile imzalanan “Mondros Mütarekesi” gereğince Türk ordusu yöreden çekilince Karakoyunlu Ermenilerce işgal edilecektir.
“Mondros Mütarekesi”nden sonra bölgenin Türk Askeri”nden arındırılacağı haberi Karakoyunlu, Iğdır, Aralık ve Tuzluca halkını harekete geçirdi. Vakit geçirmeden Kamerli kasabasında toplanan Türk ve Müslüman halkın temsilcileri yapılan uzun görüşmelerden sonra bir hükümet kurulmasına karar verdiler. Böylece Iğdır merkez olmak üzere 3 Kasım 1918’ de “Aras Türk Hükümeti” kuruldu. Bu hükümetin kurulması ile birlikte yöre halkı Ermenilere karşı hızlı bir şekilde silahlanmaya başladı. Aralık, Karakoyunlu, Iğdır ve Tuzluca da gönüllü siviller Ermenilere karşı kahramanca direndiler. Bu gelişmeler üzerine doğu cephesi harekâtı 12 Kasım da yeniden başladı. Kazım Karabekir' e bağlı birlikler hızla ilerleyerek, 14 Kasım 1920 de Karakoyunlu ve çevresine girdiler. Bu durum karşısında Ermenistan barış isteğinde bulundu. Nihayet, 2 Aralık 1920’ de Türkiye ile Ermenistan arasında yapılan “Gümrü Antlaşması” ile Karakoyunlu ve çevresi Anavatan’a kavuşmuş oldu.
Karakoyunlu İlçesi 1972 yılına kadar Iğdır’a bağlı bir köy durumunda iken bu tarihte belediyelik, 1992’de de 3806 sayılı kanunla “İlçe” yapılarak, Iğdır İli’ne bağlanmıştır. 1993 yılında da “Taşburun” Köyü belde yapılarak Karakoyunlu İlçesi’ne bağlanmıştır.
Iğdır’a 14 Km’lik mesafede bulunan İlçe’nin, biri merkez belediyesi, diğeri Taşburun Belediyesi olmak üzere iki belediyesi, 13 köyü ve 7 mezrası bulunmaktadır. İlçe’nin doğusunda Aralık İlçesi, batısında Iğdır İli, güneyinde Ağrı Dağı, kuzeyinde Aras Nehri ve Ermenistan bulunmaktadır. İlçe’nin tamamı ovaya kurulmuş olup rakımı 850 m. civarındadır. Yüzey şekli düz ve tarıma elverişlidir. Ayrıca, Ağrı Dağı eteklerinde yaylacılık büyük önem taşımaktadır.
Karakoyunlu İlçesi kültürel değerler bakımından da zengin sayılabilecek bir konumdadır. Türk Kültürü’nde önemli bir yer tutan koç ve koyun heykelleri İlçe’nin kültür değerlerinin başında gelmektedir. Bu heykellere bilhassa Tarihi Karakoyunlu Mezarlığı’nda rastlamak mümkündür.  Çoğunun koç ve koyun heykeli olmasına karşılık zaman zaman deve heykellerine de rastlanmaktadır. Bu heykellerin bir kısmının MÖ 7. ve 2. yy’lar arasında Iğdır ve çevresinde hüküm süren Sakalar (İskit), bir kısmının ise 14.yy’da yine aynı bölgede medeniyet kurmuş olan Karakoyunlu Devleti tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu devletlerin hâkim olduğu diğer alanlarda da aynı türden heykellerin varlığı bu düşünceyi kuvvetlendirmektedir. Heykeller adeta üzerinde bulunduğu mezardaki kişinin künyesi gibidir. Bu heykellere bakarak ölen kişi hakkında birçok bilgiye ulaşmak mümkündür.  Ölen kişi erkek ise üzerine koç, kadınsa üzerine koyun heykeli dikilirdi. Heykellerin üzerlerine değişik motiflerin çizildiği de tespit edilen unsurlar arasındadır. Figürlü, motifli ve kabartmalı olanların olmayanlara göre daha varlıklı ve soylu, aynı zamanda da yiğit bir kişi olduğunu ifade ettiği bilinmektedir. Tek başına kitabesiz, figürsüz ve kabarmasız bir koç-koyun heykelinin “alperenliği”, üzerinde “saz” figürü olan bir heykel ise mezardaki şahsın aynı zamanda iyi bir saz çaldığına yani ozan olduğuna işaret etmektedir. 
Tarihi mezarlıkta bulunan koç ve koyun heykellerini görmek için her yıl 1000’in üzerinde yerli ve yabancı turist tarafından İlçemiz ziyaret edilmektedir. Bu sayı her geçen yıl artarak devam etmektedir.

 

KAYNAKLAR:
Veli ORKUN-Sürmeli Çukuru-Iğdır Tarihi ve Coğrafyası
Kayıkçı Kul Mustafa-Genç Osman Destanı
İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI-Osmanlı Tarihi

KARAKOYUNLU DEVLETİ SOY KÜTÜĞÜ

 

KARAKOYUNLU ANLAMI

Oğuzda kimin çok mal-davarı, geniş yaylaları, mümbit ovaları varsa büyük oymak, büyük boy, büyük taifedir. Bu gelenek halen yitirilmemiştir. Taş-Oğuz "Karakoyunlu" boyunun sürüleri Kara koyunlardı. Karakoyun sevgisini halkımızdan şöyle tespit ettik.

1- Her şeyin karası kemdir. Sadece kara koyun saadettir.
2- Koyun olsun da kara olsun!
3- Karakoyun sütü sağlık verir, hayat verir.
4- Çoban akşam karakoyun sütünü sağarak bir tasta bulak başına koyar. Tan ağarınca içip sürüyü otlatmaya çıkarırdı. Bu karakoyun sütü güç, hayat verirdi.
5- Koç katımında: Koçu kara koyun karşılarsa kar yağmayacak...
6- Masalcı: anlattığı olaylarda kara koyunu, kara koçu kurtarıcı gösterir. Böylece karakoyun sevgisini işler...
Yılları, asırları, çağları kovaladık. 20. Yüzyıla indik. Öyle gün geldi ki; KARAKOYUNLU, ilçe oldu. Kaymakam atandı... 2152 yıldır ığdır ovasında görülen, saltanat kuran, Ağrı Dağlarına, Elegez yaylasına, sürmeli ve sahat çukurlarına hükmeden (karakoyunlu) Oğuz türkü milli benliğinin ağırlığı olarak kurduğu köyü İlçe etti. Gelecekte buranın büyük bir Türk şehri olacağı dikkatlerden kaçmamalıdır. 21. Yüzyıl içtenlikle, parlak adımlar beklemektedir

KARAKOYUNLU İLÇESİNİN ADI

       Sürmeli çukurunda Arsaklı/KARAKOYUNLU egemenliği kuruldu. M. Ö. 152'de Karakoyunlu İlçemiz Arsaklı Ülkesi İçindedir. O çağlarda çok yayılan güçlü Romalılar, M. Ö. 20'de Sürmeli Çukuru - Sahat Çukuru üzerinde Arsaklı (Karakoyunlu) egemenliğini tanıdırlar.
       Tarih ilerledikçe ortaya çıkan IĞDIR Ovasının Oğuza kışlakiye olmasıdır. Halen Koç heykelli mezar taşları Arsaklı (karakoyunlu/oğuz) geleneği olarak sürmektedir. Halkımız buraya öteden beri "Taş - Karakoyunlu" demektedir ki, Taş - Oğuz yurdu onaylanmaktadır.
       Oğuz varlığı koyun çokluğu ile ölçülürdü. Sığır, manda, deve, at varlığı da oğuzun ululuğunun işareti idi. Taş-oğuz, karakoyun beslerdi. Ovamıza yayılan karakoyunlular, ilçemizi "Taş-Karakoyunlu"yu Ağrı Dağı eteklerinde şirin bir yerleşim olarak kurdular. Aras ötesinde karakoyunlu köyünü de geniş alan üzerine inşaa ettiler. Baharlu'yu da köy yerleşimi ile düzenlediler. Yüzyıllar aştı. Iğdır ovasının sınırları içine alan Karakoyunlu Devleti (1365-1467) vücut buldu. Devletler arasında hatırı sayılır oldu. Bu devlet yaşamı boyunca osmanlılarla dost ve kardeş yaşadı. Egemenliği süresinde büyük şehir şenlendirmeseler bile Iğdır, Revan, Nahçıvan, Makü (karakoyunlu mahalı) Kars vb. yerlerde köy ve kasaba meydana getirerek bu güne dek gelmesine ön ayak oldular.

 

KARAKOYUNLU EKONOMİ - TARIM

Karakoyunlu'da hayvancılık ve ziraat yan yanadır. Her aile 3-20kg kadar süt veren inek, manda beslemektedir. Bugünlerde Hollanda ve Danimarka ırkı (montafon) inekler besleyenler iyi gelier elde etmektedir. Koyun sürüleri de çoktur. Zenginlik görüntüleri çok koyunla olmaktadır. Süt, yoğurt, kaynak, peynir, yağ, çökelek, ayran halkın önde gelen gıdasıdır. Böylece sığır, koyun, ve keçiye önem verilmektedir. İlçe kaymakamlığı tarafından koç,keçi, koyun ve büyük baş hayvanların aşılanması ve ilaçlanması için yaklaşık 5milyar TL'ye (2000yılı fiyatları) malolan modern bir tesis kurulmuştur.

Kümes Hayvanları:
Kanatlılar da denen kümes hayvanları ilkel olarak beslenir. Şehirde ve köyde her evin bahçesinde çok sayıda tavuk, hindi vardır. Ördek, kaz vardır. Ördek, kaz azdır. Henüz tavuk çiftliği yoktur.

Yabani hayvanlar:
Tilki, kurt tavşan porsuk çakal yaşmaktadır. Kanatlılardan : keklik çil sığırcık bıldırcın serçe vardır. Aras kıyısında ördek kaz yorga tavuk çöl tavuğu bağrı kara gibi kuşlar avlanmaya yeterli değildir. Mevsimi gelince turna toy gibi kuşlar da görülmektedir.

Balık:
Aras'ın 'kızılala balığı' lezzetlidir. Yayın ve melek balıkları da oldukça büyüktür. Fırsat bulanlar avlamaktan geri kalmazlar. Karasu'nun bol olan balığından İlçemiz kesimi yararlanamamaktadır.

Ziraat:
İlçe Kaymakamlığı'nca İlçe Merkezi ve Köylerinde yaklaşık üç buçuk milyara mal olan 'suni tohumlama' tesisi kurulmuştur.
Bütün Ova halkı ziraatla uüraşmaktadır. Buğday çavdar arpa mısır gibi tahılları keten kendir ayçiçeği susam takip etmektedir. Endüstri bitkilerinden pamuk başta geliyor idiyse de şimdi iklim değişikliğinden etkilenmektedir. Yerini tamamen pancara(şeker pancarı) terk etmiştir.

Buğday:
Buğday hasılatı halkımızın ihtiyacını karşıladığı gibi ihracatta da önemli yer tutmaktadır. Kırmızı kılçık topbaş akbuğday kirik yetiştirilen en iyi buğday cinsindendir.
Eylülde ekim başlar. Tarla sürülüp buğday tohumu serpildikten sonra tırmıklanır. Suyun iyi yürümesi için tumlanır. (evlek), su verilir., soğuklarda dondurma suyu verilir veilkbahar beklenir. Nisan Mayıs Haziran suları verilip beslenir. Temmuz'da buğday biçimi ve hasatı başlar.

Şekerpancarı:
1958'de ilk pancar ekimi düzensiz olarak başladı. Kısa sürede üçlü münavebe uygulandı. Şimdi ekim tamamen kontrol altına alınmıştır.
Karakoyunlu'da ve Taşburun'da iki pancar alım kantarı mevcuttur.



Hayvan yemi:
Yonca ve çayırlıklar vardır. Buğday sapından elde edilen saman da hayvan yemi olmaktadır.

Öteki ürünler:
İklimin elverişli olması toprağın uygun suların yeterliliği karşısında dah çeşitli ürünlerde elde edilmektedir. Patates yer elması yer fıstığı nohut mercimek fasulye bakla bezelye börülce vb. yetişmektedir.
Yabani bitkilerden diken cil kamış kalış(zararlı) yavşan uzun süpürge(eyme) bitkisi şirinbiyan acıbiyan üç kula yonca meyan şoran(tuzlu), tozanağ alazlayan kekire her yerde bulunmaktadır.
Kuş burnu kuş üzümü salmanca evelik çeşitli pancarlar yemlik fayda sağladığı gibi gelinci lale zambak karanfil yasemin leylak papatya ve bunlara konan kelebekler gönül açarlar.

SEBZECİLİK
İri gövdeli 'Karakoyunlu Hıyarı' ünlüdür. Ala ve kara karpuzlar lezzetlidir. 1995 Alican'da 20kg'lık karpuzlar satışa sunulmaktadır. Alica , mürsşitali karpuzları ticarette önce geçmektedir. Kavun çeşitleri de önemlidir. Kabak çeşitleir, turp çeşitleri, lahana, havuç,ıspanak,pırasa, ssoğan ,sarımsak , hemen hemen her bahçede yetiştirilir.
Geniş tarlalarda domates, patlıca, biber, marul, tere, nane vb. yetişitirilmektedir.

GÜLBESER(SALATALIK TARLASI KARACALAR MEVKİ)
 
 
DOMATES TARLASI HATEM AYGÜN
 
MEYVECİLİK
İri tatlı kaysıları ticarete sunarken, ak erik, bademi,kızıl erik, ordubat eriği gibi çeşitlerden etmek gereklidir. Alça(erik), karalı(kara erik), saralı(sarı erik), elma,armut,nar,şeftali ağız tadıdır. Kiraz, vişne,dut, iğde, boldur. Nektar(terali) ayva, incir, ceviz, fındık da bazı yerlerde vardır.
 

 

BAĞCILIK
Sürmeli Çukurunda bağcılık yüzyıllar öncesine dayanır. Cumhuriyet Döneminde Taşburuna yerleşen ALTUNZADE Beğ büyük çiftlik kurarak bağcılığa önem vermişti. Şimdi yasin bademcinin olan bu çiftlikte bağçılık ihmal edilmiştir.

AĞAÇ DİKME VE FİDANCILIK
Karakoyunlu ve köylerinde tarla kenarlarına ark boylarına kavak, söğüt, iğde, ağaçları dikilir. Ayrıca güzel kavaklılarda görülmektedir. İyi gelir sağlayan kavak ovaya yeşillik, güzellik vermektedir. Ona bakan gözler açılır, gönüller başkalaşır. Fidancılık yeni yeni ilerlemektedir. Yetiştirilen meyve ve kavak fidanları Iğdır'da Pazar bulmaktadır.

KARAKOYUNLU İKLİMİ

Ovada iklim mutedildir. Doğu Anadolu'dan farklı olduğu için pamuk yetiştirilmektedir. Mikro-klima karakteri gösterdiğinden yazlar sıcak, kışlar ılık geçer. En düşük ısı(Şubat: -20) en yüksek (Ağustos: +40) derecedir. Kış şiddeti 30 gündür. Tropik günlerin sayısı ise 83dür. Bilhassa Günbey-batı yönden esen rüzgar egemenliğini gösterir. En hızlı rüzgar SW yönünden eser. Ortalama nem %66 dur. Yağış azdır. Çoklukla yağmur olarak yağan yağış, yaz ve kış sürer. 15 /Nisan ile 15/Ekim arası 133mm yağış düşer. Ortalama 256mm'dir.
KARAKOYUNLU İLÇESİ COĞRAFİ YAPI

Karakoyunlu; yer küremizin 44.02 doğu Boylamı ile 39.56 Kuzey enlem dairelerinin kesiştiği kısımda bulunan Iğdır ilinin küçük bir ilçesidir.

Doğusu Aralık ilçemiz, Kuzeyi Aras ötesinde Ermenistan, Batısı Iğdır il merkez köyleri, Güneyi ise Korhan(Iğdır Kalesi) aşıldıktan sonra Büyük Ağrı Dağı'nın ığdıra bakan yamaçları ile sınırlıdır.

Karakoyunlunun kullanışlı toprakları, Iğdır ovasının ortalarında yer alan düzlüktür. 850 m. Den 800m. ye Güneyden-Doğuya %0-2 meyillidir. Burada ağrı Dağından ilerleyen damarlar Taşburun ve Karakoyunluya iner.

Karakoyunlu İlçesinin ova kesimi kâmilen topraklarla örtülü genç birikintiler üzerindedir. Güneydeki İlçe alanının yarısına yakın, KİRE denen taşlık, kayalık yükseltiler kullanışsızdır. Ziraat yapılamaz. Bazı yerlerinde hayvan otlatılmaktadır. Güneyden yükseğe çıkılınca Büyük Ağrı Dağı eteklerindeki KORHAN (Iğdır kalesi/Korganı) yeşillikler oluşturan yayladır. Buradan aşiretler göçebe olarak faydalanır. Geniş çayırları biçerek yem elde ederler.

Ovadaki topraklar ise Ağrı Dağının infilakından artan lav tüfü , bazaltlarla örtülmüştür. Aras ırmağının taşıdığı alüvyonlar bu bazaltların üstünü kapatmış, 150m.-200m. teşkil etmiştir.

AKARSULAR

Aras:

      Bingöl Dağları ile Pasinlerden aşıp gelen Aras, zenginlik, varlık dağıtmaktadır. Onun suladığı topraklardan göz doyurucu verim alınır.

Uzunluğu 1059 km olan Arasın 548 km si Türkiye' dedir. Iğdır iline girdiğinde Dil ucunda sınırımızı terk edinceye dek 165 km uzunluk teşkil eder.

Aras; karlı, yağmurlu karmaşık rejime sahiptir. Düzensizdir. Yıllık su harcaması 2060.411x10 m³ tür. İlkbaharda çok su taşır. Bu sırada sıcakların aniden düşmesi, yağmurların artması sel baskınlarına sebep olur. Taşkın zamanlarında 1024 m³/sn olan suyun yaz kuraklığında 5,4 m³/sn ye düştüğü de görülmüştür.

Nisan 180-200 m³/sn  Mayıs 100-140 m³/sn olan Aras, Ağustos-Temmuzda 20-25 m³/sn su akıtır.

Aras'tan tarla suyu, içme ve temizlik için faydalanılır.

Karasu:

      Bulakbaşı ve İslamköyden doğan Karasu, bir anda genişler. Çevresinde kamışlar boy atar. Sazlıklar meydana gelir. Aralık ilçemize ilerler. Önceleri bu sularla Aralık'ta çeltik ekimi yapılırdı. Şimdi ise kullanışsızdır.

Yer Altı Suları:

      2,5-3 m den 15 m ye dek kazılarak kuyu suyu eldi edilirdi. Bu gün sondaj aracılığı ile içme suları elde edilmektedir. Bunlardan Koçkıran köyünde sürekli akan kuyu suyu elde edilmiştir.

 İKLİMİ:

      Ovada iklim mutedildir. Doğu Anadoludan farklı olduğu için pamuk yetiştirilmektedir. Mikro-klima karakteri gösterdiğinden yazlar sıcak, kışlar ılık geçer. En düşük ısı (Şubat:-20) en yüksek (Ağustos:+40) derecedir. Kış şiddeti 30 gündür. Tropik günlerin sayısı 83'tür. Bilhassa Güneybatı yönden esen rüzgar egemenliğini gösterir. En hızlı rüzgar SW yönünden eser. Ortalama nem %66 dır. Yağış azdır. Çoklukla yağmur olarak yağan yağış, yaz ve kış sürer. 15 Nisan ile 15 Ekim arası 133 mm yağış düşer. Ortalama 256 mm dir.

      Korhan (Iğdır kalesi) a-Karakoyunlu güneyinden yaya, at yada hayvanlarla çıkılırdı. Şimdi Iğdır Doğubayazıt yolu (12 km) ile çıkılır.

 


Toplam 1 Blog, 1 Sayfada Gösterilmektedir.
[1]

 
Cankat.Net